“Birimiz, hepimiz için” diyebilmek ile “allahu ekber”, “la ilahe ille allah, muhammedin resulullah” diyebilmek arasındaki yaşamsal bağı kurmaya objektif şartlar zorluyor bizleri…
Komsun açken sen tok yatamazsın” lafı, laf olmaktan çıktı, bir sosyal dayatma ve “emir” oldu…
IRAK SOSYALİST ARAP CUMHURİYETİ’nin kuzeyinde kurulan siyonist Kürdistan Devleti kökenli terör ve saldırılara karşı etkin mücadele edebilmek için İsrail teror ve saldırılarına karşı etkin mucadele edilmelidir.
Siyonist-emperyalist İsrail yayılmacılığına, saldırılarına ve terörüne karşı
direnebilmek; emperyalizmin maşası Kurdistan Devleti’nin gerek PKK
maskesiyle, gerek başka maskelerle yürüttüğü saldırı ve teröre karşı etkin mücadele ile birlikte mümkündür. İsrail saldır(tıl)ıyor, Kürdistan
saldır(tıl)ıyor…
Bölgede İsrail hegamonyasına da, İran hegamonyasına da, emperyalist güç merkezlerinin hegemonyalarına da karşı durabilecek, geri dönüşsüz
kardeşliği egemen ve ebedi kılacak tarihi ve sosyal temeller vardır. Bu
dinamikleri bulup onlarla birlikte düşünüp davranmalıyız.
Suriye’yi, Lübnan’ı, Irak’ın emperyalist saldırıdan önceki meşru
cumhuriyetini, Kuzey Kore’yi, Venezuella’yı, Küba’yı savunmadan ne
Anadolu’yu, ne Kıbrıs’ı, ne adalar denizini (ege) savunamayız…
O halde;
Siyonist Kürdistan Devleti’ne ve siyonist İsrail devletine karşı birlikte ve
etkin bir mucadele baslatmalıyız. Bu bizim ve bölge ve dünya halklarının özgürlüğü için bir tercih degil, yaşamsal bir zarurettir.
Bu anlamda;
Ey Samimi ulusalcılar,
Ey “son Turk devleti”nin ’yılmaz’ bekçileri,
Ey gerçek müslümanım diyenler,
Gerçekten bağımsız ve demokratik bir Cumhuriyetten yana olanlar,
Ey ülkelerinin bağımsızlıgı ve demokratikliği için canını vermeye hazır
insanlar,
Ey gercek sosyalistler,
Ve ey benim yigit halkım,
Ezilen ve sömürülen işçi sınıfım,
Tefeci-Bezirganın insafsızlığında, etnik ve dinsel çapraz ateşte yakılan
uretici köylüm,
Hassas, alıngan memurum,
Parça-bölük aydınım:
Sadece İsrail haydutunun saldırılarına karşı ve yalnızca PKK maskeli
Barzani-Talabani çetelerine karşı değil, ama aynı zamanda herşeyden evvel ve acil olarak, hem bireysel olarak hem de toplumsal olarak ruhumuza işle(ttiril)miş “siyonizm”e; 7000 yıllık bencillikler ve yalan ve korku üzerine kurdugumuz ve cocuklarımıza genetik ve miras yollarıyla
aktardığımız “yalancı dünyaya” karşı amansız bir mucadeleye
girişebilmeliyiz, bunu göze alabilmeliyiz.
Hangi kökenden ve dini inançtan gelirse gelsin tum vatansever Turkiye
Cumhuriyeti vatandaşları olarak, 1919 kuvayi-milliye azmi, heyecanı ve
örgütlenme dinamizmi ile ekonomik ve sosyal adalet temelinde yükselen bir Türkiye ve Ortadoğu ve Dünya için, yani bizzat kendin için, geleceğin, çocukların için, VATANDAŞ olduğunun bilinciyle düşün, davran ve BİRLİĞİNİ KUR. KİMSEDEN ÇÖZÜM BEKLEME. HELE BİR KURTARICI HİÇ BEKLEME. ÇÖZÜM SENİN KENDİ AKLINLA VE ELİNLE YARATACAĞIN BİRLİKTEN DOĞACAKTIR.
Senin o kutsal diriliş ve varoluş isyanının ve kollektif aksiyon gücünün
gene bizzat senin tarafından farkına varılmasında ve anlaşılmasında bizler bir basit kaldıraç olabilirsek, “çorbada tuz”, ateşte “kıvılcım” olabilirsek ne mutlu bize…
Saygı ve sevgilerimle
Nezih Gençler