Sanırım biliyor sunuz
Anadolu’da 1940’lı 50’li yıllar arasında 37 nüfus müdürlüğünün tahrip edildildiğini.
Osmanlı’nın o nazenim ”vukuat nüfus kayıtlarını” da kimlerin (!) ne niyetle yaktığını…
En son Edirne Nüfus Müdürlüğünü Kıptıler‘in yaktığı yapılan soruşturmalar neticesinde
kendileri tarafından da itiraf edilmişti. Peki diğerlerini kimler yaktı ve de talan etti?..
Nüfus kağıtlarına o dönemin koşullarına (şimdi tam tersi) göre Ermeni, Kıpti, Yahudi (Çıfıt) yazılmasını istemeyen
bir takım insanlar üstelik ”vukuatlı” tutulan bu nüfus kayıtlarını” tahrip ederek, bir gece de
sütten çıkmış ak kaşık oldular. Vaziyete bir de Türçe isim ve soyisim kararları eklenince
‘Değme gülüm keten helva” vaziyetlerine geldiler yani… Muasır medeniyetin sızmalarıydı onlar!…
Bugün üniversiteler de provakatörlerden tutun, ülkeyi itfaiye hortumu;
lağım borularıyla İsrail’e taşıyanlara kadar belli bir karakteristik potre çizen
BUU VATANDAŞLARIMIZ, GEREKTİĞİNDE APOLET takıp, HARİCİYEDEN DE de
gazel okuma başarısını göstermişlerdir. Ayrıca uluslararası kovalent bağlarla
siyasi-ekonomik-stratejik gergef gergef işlenen ”Örümcek Ağı Kumpası”ının
çapını da gün geçtikçe bu kamuflajı kullanarak artırmaktadırlar.
Fütursuzca, ”Yağma Hasan’ın böreği ” misali bir daldan bir dala sıçrayarak
öyle güzel yoluyorlar ki bizleri. En son gelişmiş teknikleri, kanuni boşluklardan
yararlanarak nasıl kullandıklarını, bu yazımda şimdilik anlatmayı düşünmüyorum.
Zira birileri onları arıyor zaten. ‘Körün istediği bir göz Allah verdi iki göz” misali fareler kapana giriyor.
Fiilsiz cürüm olmaz biliyorsunuz. Suyun üzerine çıkan yağı yıllardır bekleyen
adamlara, niye bekliyorsunuz müdahale etmiyorsunuz demek? Hesabı bilmeyenin hakkıdır ancak…
Bırakın adamlar tahta kuruları gibi yatağa düşmüş kanı çekilecek adama saldırır gibi fütursuzca saldırsınlar.
Onlar ”Bu Hasta Adamı” daha önce sillesini yediler ama boyunduruğunu yemediler.
Son tahta kurusu da kıpreşsin hele. Şöyle biti kanlansın deyyom yani…
Deyyom ama size bir sır da vermeden edemeyyom…
Arkadaşlar bu adamların yaktığı o yüzyıllardır tutulan ”vukuat nüfus kayıtlar”ı var ya;
İşte onlar son derece titiz çalışmalarla tutulan mahalli kayıtlardı; tamam
Ancak, tek nüsha mıydı peki
?..
Onlar öyle sanıyordu…
Oysaaa bu kayıtların birer nüshası Genel Kurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı ile Cumhurbaşkanlığı arşivlerinde mevcut!
Özel kişilere ait özel arşivleri ise karıştırmayın artık…
Şimdi ayıklasınlar pirincin taşını bakem…
Ya bir de
”Keser döner sap döner gün gelir hesap döner… ” desem….
****
Bir de aklıma takılan bir şey var. 16 Yaşında gençlerin askere alındığı
O milli Mücadele yıllarında 20 yaşlarında olan Merhum Vehbi Koç askerlik
yapıp hangi muharebeye katılıp hangi madalyayı almıştır. Öyle ya o Altınboynuza; Boğaz’a nazır müzelerinde
o madalyayı neşretseler de biz de;
”Helal olsun senin bu topraklardan, bu ülke insanınından kazandığın KAPİTALLL” desek!
Biliyorsunuz yakinsiz iman; pek kuru oluyor…
Evet, bu dünyada bir zamanlar ”KOÇ” KÜLTÜ” yaşandı. Ardından ”BALIK”
Şimdi ise KOVA…
İsimlere ve renklere dikkat her kült bir topluluğun simgesidir!..
Yoksa siz hala tesadüfe mi inanıyorsunuz…